Sarıkamış Harekâtı, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi’nde yürüttüğü en önemli askerî girişimlerden biri olarak Türk askerî ve toplumsal tarihinde derin izler bırakmıştır. 1914–1915 yıllarında gerçekleştirilen bu harekât, ağır iklim koşulları, lojistik yetersizlikler ve stratejik zorluklar nedeniyle büyük kayıplarla sonuçlanmış; ancak Türk milletinin vatan savunmasındaki kararlılığını ve fedakârlığını simgeleyen tarihsel bir dönüm noktası olmuştur.

Sarıkamış’ta yaşananlar, yalnızca askerî bir başarısızlık ya da kayıp olarak değerlendirilmemeli; dönemin siyasal, askerî ve coğrafi koşulları çerçevesinde ele alınmalıdır. Bu bağlamda Sarıkamış Harekâtı, askerî tarih çalışmalarında stratejik planlama, lojistik kapasite ve çevresel faktörlerin savaş üzerindeki etkisini ortaya koyan önemli bir örnek niteliği taşımaktadır.

Anma günleri, Sarıkamış Harekâtı’nda hayatını kaybeden askerlerin hatırasını yaşatmanın ötesinde, tarihsel hafızanın korunması ve millî bilincin güçlendirilmesi açısından da büyük önem arz etmektedir. Bu tür anmalar, geçmiş deneyimlerden ders çıkarılmasını sağlamakta; tarihsel olayların akademik, nesnel ve çok boyutlu bir bakış açısıyla değerlendirilmesine imkân tanımaktadır.

Sarıkamış şehitleri, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinde gösterdiği yüksek fedakârlığın sembolü olarak, kolektif hafızadaki yerini korumaktadır. Bu mirasın bilimsel çalışmalar, eğitim faaliyetleri ve toplumsal farkındalık yoluyla gelecek nesillere aktarılması, tarih bilincinin sürdürülebilirliği açısından temel bir sorumluluk olarak görülmelidir. Sarıkamış Harekâtı Anma Günü vesilesiyle, vatan uğruna canlarını feda eden tüm şehitler saygı, rahmet ve minnetle anılmaktadır.